29 Nisan 2020 Çarşamba

İcra İflas Kanunu

Ticaretin her döneminde maalesef çeşitli olumsuzluklar ile karşılaşmak her zaman mümkün. Dolayısıyla bu alanda faaliyet gösteren herkesin öncelikle bilmesi gereken kanunlar arasında icra iflas kanunu geliyor. Çünkü konjonktürel şartlarda bu olumsuzluklarla ne zaman karşılaşacağının önceden kestirilmesi maalesef mümkün değildir ve bilgi bakımından donanımlı olunmasında büyük yarar bulunuyor. Dilerseniz hemen konumuzun detaylarını aktarmaya başlayalım. 6352 sayılı icra iflas kanunu genel anlamda ticaretin ve her türlü alacak vereceğin disipline edilmesine yönelik yasal düzenlemelerin başında geliyor
İcra İflas Kanunu
İcra İflas Kanunu
İflas Erteleme İcra İflas Kanununun Önemli Maddelerinden Biri
Bu noktada izin verirseniz çok kısa bir hatırlatma yapalım. Başta iflas erteleme olmak üzere pek çok farklı anlamda hukuki destek arayışı içerisindeyseniz bu desteği hukuk büromuzdan sağlayabileceğinizi ifade etmek isteriz. Çünkü büromuz bu ve benzer alanlarda son derece tecrübelidir ve yeterli bilgi birikimine sahiptir. Dolayısıyla icra iflas kanunu ile ilgili yaşayabileceğiniz her türlü sorunun çözümüne yönelik hukuk büromuzdan her zaman profesyonel destek alabileceğinizi lütfen unutmayınız. İsterseniz şimdi de büromuza ulaşan en fazla soruların başında gelen iflas erteleme konusuna kısaca değinelim. Öncelikle konuyla ilgili olarak bilinmesi gereken en önemli başlık iflasın nasıl gerçekleşmesi gerektiği ile ilgilidir. Sonuçta artık faaliyetlerini sürdürmesi mümkün olmayan bir işletmenin iflası kanunlara uygun şekilde gerçekleşmek zorundadır. Tabii bu aslında bir tedbirin yansımasıdır diyebiliriz. Sözgelimi hileli iflas veya firmanın alacaklarını ödememek için başvurduğu bir seçenek olmaması için kanun koyucu tarafından iflasın mahkemeler nezdinde incelenerek gerçekleşmesi esasa bağlanmıştır.
Haciz İşlemi Başka Bir Önemli Başlık Olarak Karşımıza Çıkıyor
Bunun yanı sıra yine önemli bir başlık olan haciz işlemi kanunun belki de reel yaşantıda en fazla karşılaşılan yönlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. İsterseniz bu noktada süreç hakkında çok kısa bir kronoloji paylaşalım. Öncelikle yasal olarak borçlunun maddi değerlerinin haciz edilebilmesi için bir hatırlatma tebligatının gönderilmiş olması gerekiyor.

İcra Hukuku Nedir?

İcra Hukuku Nedir?

Hepimizin bildiği üzere borç ve alacakların takibi 6352 sayılı İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde düzenleniyor. Tabii konuyla ilgilenenlerin başta icra hukuku nedir sorusu olmak üzere borçlu ve alacaklıya hangi hakların tanındığı gibi soruların yanıtlarını önceden bilmelerinde yarar görüyoruz. Bu noktada çok kısa bir hatırlatma yaparak konumuza devam edelim. Eğer sizlerde icra iflas kanunundan kaynaklanan bazı problemler ile karşı karşıya iseniz hukuk büromuzdan profesyonel destek alabileceğinizi lütfen unutmayınız. Şimdi dilerseniz konumuza kaldığımız yerden yani icra hukuku nedir sorusundan itibaren devam edelim.

İcra Hukuku Nedir?

İcra İflas Kanunu Kesin Hükümlere Sahiptir
Cebri icranın dayandığı icra iflas kanunu bazı noktalarda her iki tarafın lehine çeşitli esnekliklere de sahiptir. Sözgelimi kişinin geçimini sağladığı meslek grubu icra takibinde dikkate alınan bir durumdur ve haciz işlemi açısından değişik uygulamaların varlığına neden olabilmektedir. Bir örnekle durumu pekiştirmek gerekirse; eğer borçlu kişi bir çiftçi ise traktörüne veya yıl sonunda elde ettiği mahsulün tamamına el konulması gibi bir durum söz konusu değildir. Kanun nezdinde alacaklı ve borçlu arasındaki ilişkiyi disipline eden ve resmi kurallar çerçevesinde ticari sürdürülebilirliği sağlayan icra hukuku ayrıca Türk ceza kanununda yer alan pek çok farklı kanun ile eşgüdümlü olarak çalışıyor.

Haciz Nasıl Kaldırılır?

Bunun yanı sıra takibin işlevsiz kalmasının sağlanması yani haciz nasıl kaldırılır konusunda da bazı bilgileri sizinle paylaşmış olalım. Normal şartlarda icra iflas kanunu gereği 3 farklı çeşitte icra takibi gerçekleştirilebiliyor. Bunlardan ilki ilamlı icra olarak nitelendirilen ve mahkeme kararı olarak kabul edilen belgeye dayanılarak yapılan icradır. diğer başlıkları,herhangi bir belgeye dayanmaksızın sürdürülebilen yani ilamsız icra ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla gerçekleştirilen icra takibi olarak sıralamak mümkündür. 

Boşanma Dilekçesi

Evlilik kadar evliliğin sonlandırılması da hiç kuşkusuz hayatın olağan akışı içerisinde maalesef gerçekleşebiliyor. Tabii hukuki anlamda bu sürecin başlayabilmesi için bir boşanma dilekçesi hazırlanması gerekecektir. Eğer benzer bir dönemden geçiyorsanız ve bu dilekçenin hazırlanması noktasında bir talebiniz varsa hukuk büromuzun hizmetlerinden yararlanabileceğinizi bilmenizi istiyoruz. Bunun için tek yapmanız gereken web sayfamızda yer alan iletişim seçenekleri üzerinden bizlere ulaşmak olacaktır. Dolayısıyla bu tarz bir desteğe ihtiyacınız olduğunda hukuk büromuzdan yardım alabilirsiniz. İsterseniz şimdi sizleri daha fazla bekletmeden konumuzun ayrıntılarını aktarmaya çalışalım.

Anlaşmalı Boşanma veya Çekişmeli Boşanmada Farklı Yollar İzleniyor

Bu noktada bir yanlış anlaşılmayı önlemek adına kısa bir ilavede bulunmakta yarar görüyoruz. Genellikle anlaşmalı boşanma davalarında geçerli olan boşanma protokolü ile boşanma dilekçesi karıştırılabilmektedir. Aslında her iki uygulama farklı kavramlardır ve aynı işlevselliğe sahip değillerdir. Dolayısıyla mahkeme nezdinde temel belge olarak kabul edilen boşanma dilekçesi farklı bir uygulamadır ve davanın açılabilmesine olanak sağlayacak şekilde hazırlanması gerekmektedir. Sözgelimi boşanmaya gerekçe olarak gösterilecek deliler bu dilekçede yer alır. Fakat anlaşmalı boşanma davalarında protokolde tarafların üzerinde uzlaşmaya vardıklarını bir konsept değişikliği konsept. Ayrıca boşanma dilekçesinde;
  • Boşanmayı gerektiren durumlar varsa ayrıntılarıyla yer alır
  • Nafaka talebi dilekçede belirtilir
  • Velayet konusu işlenir
  • Tazminat talebi
  • Eğer bir terk edilme durumu var ise terk edilmenin şekli
  • Evliliğin temelden sarsıldığını gösteren unsurlar
Gibi tüm unsurlar bu dilekçe içerisinde yer almak zorundadır diyebiliriz.

İcra İflas Kanunu


Ticari faaliyetlerin bozulmasından veya çeşitli nedenlerden kaynaklanan finansal zorluklar icra iflas kanunu gereği haciz ve çeşitli yaptırımlarla karşılaşmasına neden oluyor. Dolayısıyla işletmelerin ve ticaretle uğraşan her bireyin kanunla ilgili en azından belirli kriterleri önceden bilmesi gerekiyor. Çünkü kanun oldukça geniş kapsamı olan düzenlemeler içeriyor ve işletmeler dışında aynı zamanda alacaklıları da yakından ilgilendiriyor. İsterseniz şimdi icra iflas kanunu işletmeci açısından veya alacaklı açısından hangi hakları beraberinde getiriyor ve hukuki anlamda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında bazı bilgileri paylaşalım.

İcra İflas Kanunu En Son 2004 Yılında Tekrar Düzenlendi

Takdir edersiniz ki icra kanunu gibi yasal düzenlemeler çağın gerekliliklerine uygun olarak her zaman şekillendirilebiliyor ve yeni düzenlemelerle toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Bu çerçevede en son 2004 yılında yapılan yeni düzenleme ile her bir maddenin ayrı ayrı statüye kavuşturulduğu bu kanun günümüzde en önemli yasal düzenlemelerin başında geliyor. Elbette bu kadar geniş çaplı düzenlemelerin yer aldığı bir kanun çok kısa bir şekilde özetlemez. Ancak biz genel hatlarıyla kanununun ticari yaşama sağladığı katkıları maddeler halinde aktarmaya çalışalım. İcra iflas kanunu;

Alacaklı ve borçlu arasındaki disiplini sağlar
Ödeme dengesinin bozulması durumunda alacaklının haklarının yasal yoldan korunmasını temin eder
Borçlunun ve alacaklının ayrı ayrı her birinin haklarını korur
Borcun ödenmemesi durumunda gerekli tebligatların ulaşmasını sağlar
Bu amaçla aralarında İcra ve haciz işlemlerinde bulunduğu izlenecek yasal yolu tarif eder
Haciz işleminin ardından yapılacak satışları düzenler
Mahkeme masrafı ve diğer tüm masrafların hesaplanmasının ardından alacaklıya ödenecek miktarları belirler
Müessesenin iflas talep etmesi durumunda bu iflasın yasal şartlara uygunluğunu denetler
Nihayetinde ticari sürdürülebilirliği sağlayarak ekonominin bozulmaması için bu alanda kurumsal hizmetler üretir
Şeklinde özetlenebilir. Elbette haciz sürecine uzanacak ve alacağın tahsili ile sonuçlanacak süre içerisinde ödeme emri ve ihtarname gönderilmesi gibi yasal bazı prosedürler işletilmek durumundadır. Lütfen başta icra iflas kanunu olmak üzere haciz işlemi veya iflas konularında konuyla ilgili olarak bilmek istedikleriniz ve hukuki destek için telefonlarımızı aramaktan çekinmeyiniz.

Kaynak:https://www.babaoglanhukuk.com/ankara-avukat/icra-iflas-kanunu


İcra Takipleri Durduruldu

Tüm dünyayı kısa zamanda etkisi altına alan salgın hastalık Corona virüs yani bilimsel adıyla covid 19 ekonomileri zora soktu. Bu çerçevede 30 Nisan tarihine kadar icra takipleri durduruldu ve ekonomik çarkların işleyişinin devamı hedefleniyor. Elbette bu karar aynı zamanda hastalığın yayılmasını da önleme amacını taşıyor. Ancak bazı tür icraların kapsam dışı bırakıldığını hemen ifade edelim. Örneğin nafaka alacaklarına yönelik icralar hâlihazırda devam etmektedir. Dolayısıyla nafaka alacakları için hem başvuru yapılabiliyor hem de bununla ilgili takibatlar devam ediyor diyebiliriz. İsterseniz şimdi genel anlamda icra iflas kanunu bağlamında haciz işlemi nasıl gerçekleşiyor ve icra takibi konularında bazı genel bilgileri paylaşalım.
İcra Müdürlüğü İlk Basamak Kurum Olarak Görev Yapıyor

Hepimizin bildiği üzere alacaklının borcunu tahsil edememesi durumunda devreye pek arzu edilen bir durum olmamakla birlikte haciz işlemi giriyor. Tabii bir haciz işleminin başlayabilmesi için önce alacaklının icra müdürlüğü nezdinde girişimde bulunması gerekiyor. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşandığı gibi olağanüstü dönemlerde bakanlar kurulu kararıyla bu işlemler geçici olarak askıya alınabilmektedir. Dolayısıyla salgın hastalıklar, savaş veya deprem tarzında doğal afetler gibi tüm ülkeyi, hatta dünyayı olumsuz yönde etkileyebilen bir durum söz konusu olduğunda haciz işlemleri pekala durdurulabiliyor.

Haciz İşlemine İtiraz 7 Gün İçerisinde Yapılabiliyor

Elinize icra müdürlüğü tarafından düzenlenmiş ödeme emri ulaştığında haciz işlemine itiraz 7 gün içerisinde yapılabilir ve haczin durdurulması sağlanabilir. Fakat burada küçük bir hatırlatma yapmakta yarar görüyoruz. İtirazın bizzat ödeme emrini düzenleyen icra müdürlüğüne yapılması gerekiyor. Bunun yanı sıra haczin yaşamsal döngüyü etkileyecek araç gereç veya ev eşyasını kapsamadığını anti parantez belirtmiş olalım.

Kaynak

İcra Takipleri Durduruldu



Tüm dünyayı kısa zamanda etkisi altına alan salgın hastalık Corona virüs yani bilimsel adıyla covid 19 ekonomileri zora soktu. Bu çerçevede 30 Nisan tarihine kadar icra takipleri durduruldu ve ekonomik çarkların işleyişinin devamı hedefleniyor. Elbette bu karar aynı zamanda hastalığın yayılmasını da önleme amacını taşıyor. Ancak bazı tür icraların kapsam dışı bırakıldığını hemen ifade edelim. Örneğin nafaka alacaklarına yönelik icralar hâlihazırda devam etmektedir. Dolayısıyla nafaka alacakları için hem başvuru yapılabiliyor hem de bununla ilgili takibatlar devam ediyor diyebiliriz. İsterseniz şimdi genel anlamda icra iflas kanunu bağlamında haciz işlemi nasıl gerçekleşiyor ve icra takibi konularında bazı genel bilgileri paylaşalım.

İcra Müdürlüğü İlk Basamak Kurum Olarak Görev Yapıyor

Hepimizin bildiği üzere alacaklının borcunu tahsil edememesi durumunda devreye pek arzu edilen bir durum olmamakla birlikte haciz işlemi giriyor. Tabii bir haciz işleminin başlayabilmesi için önce alacaklının icra müdürlüğü nezdinde girişimde bulunması gerekiyor. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşandığı gibi olağanüstü dönemlerde bakanlar kurulu kararıyla bu işlemler geçici olarak askıya alınabilmektedir. Dolayısıyla salgın hastalıklar, savaş veya deprem tarzında doğal afetler gibi tüm ülkeyi, hatta dünyayı olumsuz yönde etkileyebilen bir durum söz konusu olduğunda haciz işlemleri pekala durdurulabiliyor.

Haciz İşlemine İtiraz 7 Gün İçerisinde Yapılabiliyor
Elinize icra müdürlüğü tarafından düzenlenmiş ödeme emri ulaştığında haciz işlemine itiraz 7 gün içerisinde yapılabilir ve haczin durdurulması sağlanabilir. Fakat burada küçük bir hatırlatma yapmakta yarar görüyoruz. İtirazın bizzat ödeme emrini düzenleyen icra müdürlüğüne yapılması gerekiyor. Bunun yanı sıra haczin yaşamsal döngüyü etkileyecek araç gereç veya ev eşyasını kapsamadığını anti parantez belirtmiş olalım. Örneğin haciz işlemi gerçekleştirilen bir ikametgah ise ve bu konutta sadece 1 adet televizyon bulunuyorsa Yargıtay kararları çerçevesinde bu televizyon haciz edilemiyor. Aynı zamanda borçlunun asgari geçimini sağlayan araçlar da bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bir önemli ayrıntıyı daha ilave edelim.

Boşanma Dilekçesi

Evliliklerin temelden sarsılması ve artık bu kurumun sonlanması gerektiğinde resmi anlamda hareket stratejisinin başlangıç noktasını boşanma dilekçesi oluşturuyor. Elbette bu dilekçe mahkemeye sunulacağından ıslak imzalı ve kişinin hür iradesi ile hazırlanmış olmalıdır. Eğer bu anlamda hukuki desteğe ihtiyaç duyuyorsanız boşanma dilekçesi büromuz tarafından hazırlanabilir ve sizlerin doğru şekilde bu sürece başlamanız tarafımızdan sağlanabilir. Dolayısıyla dilekçenin nasıl hazırlanacağı gibi bir endişe taşımanıza gerek yok diyebiliriz. Tabii mahkemenin temel belge olarak kabul ettiği dilekçenin hatasız ve bazı önemli ayrıntılarına dikkat edilerek hazırlanması gerektiğinin altını çizelim. Çünkü kişinin kendi başına hazırlayacağı dilekçede yapacağı hatalar davanın seyrini tamamen kişi aleyhine değiştirebilir. İsterseniz konumuza devam etmeden önce boşanma davasının nasıl açıldığına yönelik bazı bilgileri paylaşalım

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma olağandışı bir süreç olduğundan öncelikle boşanma davasına nasıl açılır konusunda sizleri bilgilendirmekte yarar görüyoruz. Aile mahkemeleri tarafından bireysel veya avukata verilmiş bir vekâlet yoluyla ilk başvurunun yapıldığı süreç ilk basamak olan dilekçenin yazılması ile başlıyor. Dilekçede:

Boşanma nedenlerine ayrıntıları ile yer verilir
Davayı açan eşin talepleri
Boşanmaya neden olan nedenlerin dayandığı deliller
Tazminat ve nafaka durumu
Gibi konular dikkatli bir şekilde yer alır. Elbette söz konusu her bir madde dikkatlice işlenerek hukuki çerçevede gereksinimler doğru bir şekilde yerine getirilmek zorundadır. Dolayısıyla boşanma dilekçesi sıradan bir dilekçe değildir diyebiliriz ve hukuki destek alınarak hazırlanması çok doğru bir yaklaşım olacaktır.

Boşanma Davalarına Hangi Mahkeme Bakar

İzin verirseniz bu noktada oldukça merak edilen ve hukuk büromuza çok fazla gelen boşanma davalarına hangi mahkeme bakar sorusunun yanıtı ile konumuza devam edelim. Eşlerin son 6 ayda birlikte yaşadıkları ikamet adresi veya ikinci seçenek eşlerden birinin hali hazırda yaşadığı yerleşim adresinin bulunduğu yerde pekâlâ dava açılabilmektedir. Ayrıca eşlerden birinin birlikte yaşanılan mekânı terk etmesi durumu her ne kadar boşanma gerekçesi ise de, terk eden eşin tekrar dönüşünün sağlanması için resmi olarak ihtar gönderilmesi de mümkün olabilmektedir.

Tek Celsede Boşanma

Ankara boşanma avukatı hızlıca boşanmak isteyen evli çiftler tarafından oldukça sık araştırılan bir konudur. Bu anlamda kişiler tek celsede boşanmanın mümkün olup olmadığını merak etmektedir. Boşanmanın tek celsede yapılması için genellikle iki tarafın da bütünüyle ve tüm hususlarda anlaşma sağlamış olması gerekmektedir. Tek celsede boşanma nedir ve koşulları nelerdir gibi hususlardan yazının devamında bahsedilmiştir.

Tek Celsede Boşanma Nedir?
Tek celsede boşanma, anlaşmalı boşanma olarak da bilinmektedir. Ankara boşanma avukatı arayışında bulunan evli kişiler için tek celsede boşanmanın mümkün olması için, her konuda ortak bir anlaşma sağlanması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında tarafların, düzenlenen bir protokol ile, çocuk ile görüşme günleri, tazminat, nafaka gibi tüm hususlarda anlaşma sağlanmış olması şarttır. Anlaşmazlıkların olduğu boşanma davalarında tek celsede boşanmak mümkün olmamaktadır. Bu durumda dosyanın karara çıkması ile boşanma işleminin hızlıca yapılması söz konusu değildir.
Bu çekişmeli davalarda, incelemeler ya da tahkikat aşamalarında yapılmakta olan araştırmalar ve işlemler uzun sürmektedir. Bu işlemlerin tek celsede yapılması mümkün olmamaktadır. Tahkikat aşamasının ve ön incelemelerin aynı anda yapılması, delillerin sunulması ya da tanık dinlemek gibi pek çok işlemin tek seferde biteceğini düşünmemek gerekmektedir. Bu sebeple, davadan önce tarafların tam bir anlaşma sağlamış olması gerekmektedir.

Mücbir Sebep Nedir?

Mücbir sebep kanunen, önüne geçilmesi mümkün olmayan, elde bulunmayan sebeplerle önüne geçilemeyen durumlara denmektedir. Hukukta mücbir sebep, görevin, sorumluluğun yerine getirilmesi hususunda engel oluşturabilecek nitelikteki ölümler, hastalıklar, tutukluluk ya da iflas gibi durumlardır. Hukuki bir kavram olan mücbir sebep, hukukun neredeyse tüm dallarında uygulanmaktadır.

İşveren İçin Mücbir Sebep Nedir? 

Mücbir sebep kavramına bakıldığında Medeni Hukuk temelli bir kavram olduğunu söylemek mümkündür. İş hukuku alanında da uygulanmaktadır. İşveren için mücbir sebeplerden bahsedilecek olursa, işverenin elinde olmayan, kaçınılmaz olan ya da öngörülemeyecek şekilde oluşan olağanüstü olaylardır denilebilir. Bu olaylar neticesinde işçinin iş görebilmesinin imkânsız hale gelmesi de mümkün olabilmektedir. Fakat mücbir sebepten bahsedebilmek için, öncelikle mücbir sebep niteliği taşıyan bir olayın vuku bulması gerekmektedir. Bu sebeple fiilen gerçekleşmiş bir olayın olması şarttır.
İş sözleşmeleri açısından bakılacak olursa, mücbir sebep niteliği taşıyan bir olay olduğu an iş sözleşmelerinin geçersiz olduğu belirtilmiştir. Diğer bir deyişle, olay iş sözleşmelerinden önce olmuşsa ya da iş sözleşmesi yapılırken olmuşsa sözleşmenin hükümsüz olduğu belirtilmiştir. Fakat bu olaydan işveren haberdar ise ya da bilmesi icap ediyorsa, buna rağmen sözleşme yapılmış ise, işveren sözleşmenin geçersizliğinden kaynaklanan tüm zararları gidermek durumundadır.

İşe İade Davası Nedir?

İşe iade davası işçi ya da işverenleri ilgilendiren bir konudur. Kanunda göre, iş sözleşmelerinin nasıl sonlandırılabileceği belirlenmiştir. Bununla birlikte işçi ya da işverenin hangi durumlarda haklı olduğu da belirtilmiştir. İşe iade davası açmanın şartları, nasıl açılacağı ya da işe iade davasına hangi mahkemelerin baktığına ilişkin bilgi yazının devamında verilmiştir.

İşe İade Davasına Hangi Mahkeme Bakar?


Ülkemizde 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu kapsamında iş mahkemeleri kurulmuştur. Bu kanuna göre, işçi, işveren vekilleri ya da işverenlerin arasında sözleşmeye ya da İş Kanunu’na bağlı taleplerden doğan anlaşmazlıkların çözülmesi amacıyla kurulmuştur. Aynı yerde birden çok bu mahkemelerden bulunması halinde, bu mahkemeler numaralandırılmıştır. İşe iade davası konusuna bakan mahkemeler İş mahkemeleridir. İşletme adresi göz önünde bulundurularak bu bölgedeki iş mahkemelerinde açılması gerekmektedir. Bazı merkezi olmayan yerlerde, kırsal kesimlerde ya da nispeten küçük sayılabilen yerlerde bu mahkemeler bulunamayabilir. İş mahkemelerinin her yerde bulunamaması dolayısı ile işe iade davasının açılması durumlarında Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurmak gerekmektedir.

İşe İade Davası Nasıl Açılır?


İşe iade davası açmak için gerekli yasal şartların sağlanması gerekmektedir. Bu şartlar İş Kanunu’nun 17. Maddesindeki hükümlerde belirlenmiştir. Buna göre;
İş yerinin 30 ya da daha fazla çalışanının olması gerekmektedir. İşletme sahibinin aynı sektörde birden fazla iş yeri bulunuyor ise, çalışan sayısı, tüm iş yerlerindeki çalışan sayısına eşdeğer kabul edilmektedir. Sözleşmenin, İş Kanunu’na ya da Basın İş Kanunu’na bağlı olması gerekmektedir. İşe iade davasının diğer bir gerekliliği ise belirsiz süreli iş sözleşmesi olması ve işçinin en az altı aylık kıdemi olması gerektiğidir.

İhmalden Ölüme Sebebiyet Verme

İhmalden ölüme sebebiyet verme hukuki boyutu oldukça sık merak edilen konulardan biridir. Kasten öldürme 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda adam öldürmek cürümleri başlığında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre birinin başka birini kasten öldürmesinden bahsedilmiş fakat gerek bu maddede gerek diğer maddelerden bu öldürmenin İhmalden ölüme sebebiyet verme kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yani ihmal sebebiyle olmasına ilişkin bir bilgi verilmemiştir.

İhmalden Ölüme Sebebiyet Verme Nedir? 

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçu Türk Ceza Kanunu’nun 85. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde de taksirle öldürme başlığında açıklanmaktadır. Taksirle öldürme suçu ile kastedilen, gereken dikkatin gösterilmemesi sonucunda öngörülemeyecek bir sonuç oluşturması ve birinin ölümüne sebebiyet vermesidir.
İhmalden ölüme sebebiyet verme ceza hususundan bahsedilecek olursa, taksir seviyesi oldukça önem taşımaktadır. Suça sebebiyet veren şey bilinçli bir taksir ise verilen ceza oranı ona göre farklılık göstermektedir. Şahsın ölümünden, kazanın kaydını tutan görevliler ile tedavideki sağlık personeli gibi başka kişilerin de kusurunun bulunabileceği konuları araştırılıp Adli Tıp Kurumu’ndan yaralanma ile ölüm arasında bağ olup olmadığı konusunda rapor oluşturulmadan hüküm olması sanığın savunma hakkını kısıtlar nitelikte olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İcra Hukuku Nedir?

İcra hukuku devletin zor kullanarak; borçlunun borcunu ödememesi durumda taşınır ve taşınmaz mal varlığına el koymasıdır. Kişi borcunu ödemiyor ve sorumluluklarını yerine getirmiyorsa alacaklının talebi üzerine devlet, borçlunun borcunu ödemesi için bazı yaptırımları icra hukuku kanalıyla yapabilmektedir.
İcra kanalıyla borçlunun mallarını haczederek, malları satar ve alacaklıya alacağını nakit para olarak verir.

İcra Hukuku Hangi Konuları Kapsar?

İcra hukuku kapsamına giren konular anayasal düzende bellidir. İlamlı ve ilamsız icra olmak üzere iki tür icra vardır.
İlamlı icrada konu para olabileceği gibi para dışındaki şeyler de olabilir. Velayeti annede olan bir çocuk, babası tarafından alıkonulmuşsa devlet icra yoluyla çocuğu babadan geri alabilir. İlamsız icrada ise sadece para ya da para karşılığı olan davalara bakılır. İlamsız icrada kişi mahkemeye gitmeden icra dairesine müracaat ederek alacağını talep edebilir. İcra takibinin başlatılması, haciz işlemlerinin gerçekleştirilmesi, karşılıksız çek davaları, ipoteğin nakit paraya çevrilmesi gibi konular icra hukuku kapsamına girmektedir.
İcra hukuku içerisinde değerlendirilen devlete borç olması durumunda, borçlunun bankada bulunan hesabına ipotek koyabilmektedir; ancak ipotek koyarken tüm hesaba değil, bir miktar paraya el koymaktadır.

İcra Hukuku Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Alacaklı ve verecekli ve borçlunun olduğu davalar icra hukuku değerlendirilir. İcra ceza mahkemesi icra hukuku mahkemelerine bakmaktadır. Şikayetçi bir dilekçe ile başvuru yapabilmektedir. Başvuru yaparken sunacağı deliller dışında deliller sunamaz. Duruşmalara davacı ya da avukatı katılmak zorundadır yoksa dava düşecektir. Savcılar icra ceza mahkemelerine katılmamaktadır.
Yargılama yapacak icra ceza mahkemesi, icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemedir.
İcra mahkemeleri ise, icra müdürlüklerinin kararlarına itiraz etmek, icra müdürlüklerinin yaptığı işlemleri denetlemek için kurulmuşlardır.

26 Nisan 2020 Pazar

İcra Avukatı Hangi Konulara Bakar?

İcra avukatı bilindiği üzere icraya ilişkin konulara bakmaktadır. Buna göre, alacaklı talebi doğrultusunda hareket edilebilmektedir. Ortada bir alacak, bir borç söz konusuysa icra avukatları, borçlu kişi ile anlaşma sağlanması, anlaşılamaması halinde icra takibi başlatılması gibi hususlarda kişilere yardımcı olmaktadır. İcra davası sürecinin takibinin sağlanmasından ve davasını aldığı kişiyi dava bitimine kadar savunmakla yükümlüdür.

İcra Avukatı Nasıl Olunur?

Üniversitelerin dört senelik eğitimlerinin olduğu, Hukuk bölümlerinden lisans derecesi ile mezun olmak gerekmektedir. Bilindiği üzere hukuk bölümlerinin giriş puanları ortalamanın üzerinde olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla icra avukatı olmak isteyen lise mezunu kişinin, liseyi bitirdikten sonra, üniversite sınavları için yeteri kadar hazırlanması ve Hukuk fakültesini kazanması gerekmektedir. Hukuk fakültesi, oldukça zor bir bölümdür. Burada dört yıl boyunca eğitim alan kişiler, pek çok ulusun hukuk tarihlerini öğrenmektedir. Hukuk fakültesini tamamlayan kişinin, üniversite sonrasında stajyer avukatlık yapması gerekmektedir. Bir sene süren staj, 6 aylık mahkemede, 5 yıl deneyimli bir avukatın yanında yapılmaktadır. Avukatlık stajı yapan kişi, staj süresi boyunca başka bir yerde çalışamamaktadır. Avukatlık stajı biten kişi ise TBB’ye (Türkiye Barolar Birliği) stajının bittiğini bildirmektedir. Bununla birlikte avukatlık ruhsatını almak için başvurmaktadır. Türkiye Barolar Birliği tarafından uygun görülmesi durumunda ruhsat verilmektedir.

İcra Avukatının Sorumlulukları Nelerdir?

İcra avukatı icra sürecinin takibinden sorumludur. İcra hukukuna ilişkin danışmanlık ya da dava avukatlığı hizmeti vermektedir.

Ceza Hukuku Hangi Konuları Kapsar?

Ceza Hukuku kapsamı Türkiye Devleti’nde yaşayan tüm Türk vatandaşlarını içerisine almaktadır. Ceza Hukuku iddia, savunma ve yargılama olmak üzere üç ana unsurdan oluşmaktadır. Ceza hukuk alanı suçları ve cezaları değerlendirip inceleyen; sanığı ve mağduru kanıtlar göstererek, tanıklar toplayarak ve delillerin bulunduğu evraklarla belgeleyen kamu hukuk dalıdır. Davalı ve davacı için vuku bulan konuyu sonuçlandıran mahkemelerdir.

Ceza Hukuku Alanları Nelerdir?

Ceza Hukuku’nun amacı bellidir. Ceza hukuku kapsamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti İçerisinde yaşayan vatandaşların kişi hak ve özgürlüklerini korumak, kamu güvenliğini ve düzenini sağlamak, Hukuk Devleti’nin bütünlüğünü korumak, kamu sağlığı ve çevreyi korumak, suç işlenmesini önlemek, toplum barışını korumak ve devam ettirmektir.
Ceza hukuku genel ve özel hükümler olmak üzere ikiye ayrılır.  Genel hükümlerde temel ilkeler vardır. Suç ve unsuru, ceza ve çeşitleri, akıl sağlığı ve yaş unsuru, zaman aşımı, suçun affı gibi konular burada incelenir.
Özel hükümler ise bu genel hükümlerin uygulandığı alandır. Bu bölümde hangi eylemlerin suç sayılacağı belirlenirken cezalar da kesinleşir. Suç olan ve olmayan davranışlar ayırt edilir. Suçlar tek tek tanımlanır ve bunların ağırlaştırıcı ya da hafifletici etkileri incelenir, benzer suçlardan ayırt eden özelliklerine bakılır.
Ceza Hukuku kapsamı genel ve özel hükümlerde bahsedilen geniş bir alanı kapsamaktadır.

İş Hukuku hangi Alanları Kapsar

İş hukuku kapsamı İş Kanunu’nun hükümleri gereğince belirlenmiştir. Buna göre, işçiler, işveren ya da işveren vekillerini kapsamaktadır. Kanunen belirleniş istisnalar dışında kalan tüm işçilere, işverenlere ya da vekillere, faaliyet konusuna bakılmadan uygulanmaktadır. Kanunen, bu hükümlerin çıraklık, stajyer, istisna durumunda bulunan kişiler için uygulanmasının mümkün olmadığı belirlenmiştir. Profesyonel sporcular da işçi sınıfındadır. Fakat yapılan iş göz önünde bulundurulduğunda, İş Kanunu’nun uygulama alanı dışında bırakılmıştır. Denizciler ve gazeteciler için ise, İş Kanunu değil, Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanunları hükümlerine göre değerlendirilmektedir.



İş Hukuku Davalarına Hangi Mahkeme Bakar?

İş hukuku davalarına İş mahkemeleri bakmaktadır. İş mahkemesi, iş hukuku kapsamı dahilindeki uyuşmazlıklar, alacak, tazminat gibi iş davalarına bakmakla yükümlü olan hukuk mahkemelerine denmektedir. Özel mahkeme niteliği taşıyan ilk derece mahkemelerinden biridir. İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların ya da SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) uyuşmazlıklarının çözülmesinde görevlidir. Özel hukuk davalarına bakmakla yükümlü hukuk mahkemeleri; Asliye Hukuk Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi, Özel Mahkemeler olarak üçe ayrılmaktadır. Bu özel mahkemeler listelenecek olursa, iş mahkemesi, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi, tüketici mahkemesi, aile mahkemesi, asliye ticaret mahkemesi ve pek çok özel mahkeme şeklinde sıralamak mümkündür. Asliye ve sulh hukuk mahkemesi, özel uyuşmazlıklara bakmakla yükümlü mahkemelerdir ve iş hukuku kapsamı içerisindeki davalar la ilgilenir. Özel bir hüküm ile sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen davaların tümüne asliye hukuk mahkemesinde bakılmaktadır.

En İyi Ceza Avukatı Sincan


Sincan Avukat ; giderek artan nüfusu ve buna bağlı olarak kişilerin haklarının ihlali, özgürlük kısıtlamaları ya da haklara yapılan saygısızlıklar gibi sorunların artmasına bağlı olarak mağdur, sanık ve müştekilerin haklarını savunmak için başvurdukları avukatlardır. Bu kişilerin hukuki destek alması diğer dava türlerine kıyasla daha büyük önem arz etmektedir. Zira dava sonucunda yeterince iyi bir savunmanın yapılmamış olması ağır hak kayıplarına sebebiyet verecektir.

Ceza Avukatı Ne Yapar?

1136 sayılı Avukatlık Kanunu avukatların her türlü davada savunma yapabilmesini ve avukatlığın branşı olmadığını söyler. Yani aslında ceza avukatı ya da ağır ceza avukatı gibi bir tanım yoktur. Ancak avukatların uzmanlıkları ve deneyimlerine göre bir sınırlama yapılabilir. Ceza davası ise suç işlediği konusunda yeterli kanıt bulunan kişilerin yargılamasının yapıldığı, maliyeti ne olursa olsun bir kamu davasıdır. Hak arasında ceza avukatı olarak bilinen avukatların tek bir davanın içerisinde bir kişiyi savunma zorunluluğu yoktur. Dilerlerse birden fazla kişiyi de savunabilirler. Ancak savunduğu kişiler arasında menfaat çelişkisi adı verilen, birini savunduğunda diğerinin savunmasını zayıflatma durumu olmamalıdır. Bu durumda avukattan hangi tarafı savunacağına dair bir seçim yapması beklenir. Eğer suç şüphesi ile suçlanıyorsanız hakkınızda bir dava açılıp açılmadığı ve hatta yakalama kararının verilip verilmediğine bakılmaksızın en iyi ceza avukatı  ile daha etik bir hukuki savunma gerçekleştirebilir ya da mağdur iseniz şikâyet hakkınızı daha doğru ve etkili biçimde kullanabilirsiniz.

Ceza Avukatlarında Olması Gereken Özellikler

Ceza hukuku herkesin eşit derecede başarı gösterebileceği bir alan olmadığından ceza davası açacak ya da hakkında ceza davası açılmış kişiler ceza avukatı  arayışına girmektedir. İyi bir ceza avukatı müvekkiline karşı net olmalı, empati yapabilmeli, meslek ahlakına sahip olmalı, alanındaki gelişmeleri yakından takip etmelidir. Lakin buradaki en önemli özellik avukatın şeffaf olması ve karşısındaki müvekkilin anlayabileceği şekilde kendini ifade edebilmesidir.

Kasten Adam Öldürme Suçu Nedir


Kasten adam öldürme suçu bir kişinin bilerek ve isteyerek başka bir insanın yaşamına son vermesidir. Öldürme suçları kasten adam öldürme ve taksirli adam öldürme suçları olma üzere ikiye ayrılır.

Taksirli adam öldürme suçlarında herhangi bir kasıt yoktur. Trafik kazaları, iş kazaları, mesleki hatalar gibi kişinin yaşamının son bulduğu durumlardır. 


Kasten Adam Öldürme Suçu Hangi Kapsamdadır?
Kanunlarda kasten adam öldürme suçunun neleri kapsadığı ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Öncelikle cinayetin planlanmış, sakin bir ruh hali ile tasarlanmış, cinayeti gerçekleştirmek için harekete geçilmiş olması yeterlidir. Bundan sonra ister bir el darbesiyle isterse bir silah yardımıyla öldürmüş olması suçun ağırlığını değiştirmemektedir.

Kasten adam öldürme suçu kapsamında değerlendirilen suçlar ise: silah ile adam öldürme, ihmal yoluyla adam öldürme, töre ve namus bahanesiyle adam öldürme, canavarca hislerle eziyet ederek adam öldürme, kan davaları nedeniyle adam öldürme, altsoy ve üst soylardan birinin öldürülmesi ile eş ya da kardeşin öldürülmesi, tasarlayarak adam öldürme gibi suçlardır.

Dünyaya gelmiş insanların yaşamlarına son vermek kasten adam öldürme suçu olarak değerlendirilirken ceninler henüz insan sayılmadığı için 10 haftadan büyük bebeklerin hayatına son verilmesi ayrı bir kanun maddesidir.

Kasten Adam Öldürme Suçunun Cezası Nedir?
Kasten adam öldürme suçu hukuk alanında en ağır suçlardan biri olarak kabul edilmemektedir. Bir insanın yaşamına son vermek; ağır tahrik, meşru müdafaa gibi sebeplerle açıklanmaya çalışılsa da sonuç olarak en basit haliyle müebbet hapis cezası verilir. Daha ağır kasıtlarda ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmektedir.

Müebbet hapis cezası 30 yıldır. Kişilerin iyi tutum sergilemesi halinde 24 yıla kadar sürmektedir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise kasten adam öldürme suçu için oldukça ağır bir suçtur. Süre aynı olmakla birlikte tüm hapis sürecinde tek başına hücrede kalmaktadır.

İcra Hukuku Hangi Alanları Kapsar?

İcra hukuku kapsamı konusu borcun ödenmemesi halinde, alacaklının talebi üzerine, borcun karşılanmasına yönelik çalışmaları kapsamaktadır. Bu durumda borcun karşılanması çeşitli şekillerde yapılmaktadır. Bu, devlet zoru ile tanışır, taşınmaz malların üzerinden yapılabilmektedir. Borcun nasıl tahsil edileceği kanunen belirlenmiştir. Bunun için gereken takibi ise avukatlar ile yapılmaktadır. İcra hukukuna bakan avukatlar ve mahkemeler için yazının devamında detaylı bilgiye yer verilmiştir.

İcra Hukukuna Hangi Avukatlar Bakar?
Bir hukuk dalı olan icra hukukuna bakıldığında, takip gereken bir süreç olduğu için avukat gerekmektedir diyebiliriz. İcra hukuku kapsamı alacaklının talebi doğrultusunda borcun söz konusu olduğu tüm durumları kapsamaktadır. İcra hukukuna bakan avukatlar ise icra avukatlarıdır. İcra avukatları, bu süreçte borçlu ile anlaşma yolu ile borcun tahsil edilmesini sağlamaya çalışmaktadır. Alınacak borç tutarının, borçlu kişiden tahsil edilememesi durumunda ise, icra müdürlüğü aracılı ile icra takibi başlatmaktadır. İcra avukatları, davaya ilişkin süreçlerin tamamında aktif rol oynamaktadır. Buna göre, haciz konulması, çek davaları, icra davalarına itiraz ya da takibini yapmak gibi pek çok yükümlülüğü bulunmaktadır. İcra hukukunda faaliyet gösteren icra avukatları, davasını aldığı kişinin haklarını dava bitene savunmak durumundadır.

İcra Hukukuna Hangi Mahkemeler Bakar? 
İcra hukuku kapsamı davalarına icra mahkemeleri bakmaktadır. Bu mahkemeler, tek hakimli, icra ya da iflas işlemlerine bakan mahkemelerdir. Sınırlı yetkili ve özel görevli bir mahkeme türüdür. Bu mahkemelerde basit usul yargılamalar uygulanmaktadır.

En İyi Boşanma Avukatı Sincan


 En iyi boşanma avukatı Sincan, Ankara’nın en büyük yerleşim yerlerinden biri olan ve gelişmesiyle nüfusun dolayısıyla da evlilik ve boşanmaların arttığı Sincan’da boşanma davasının daha kısa sürmesi için başvurulan avukattır. Boşanma çeşitli sebeplerle sona erebilen evliliğin mahkeme izni ile medeni kanunda yazan maddelere çerçevesinde son bulmasıdır. Evlilik keyfi bitemeyeceğinden zorunlu olmasa da bir avukata danışmak süreci hızlandıracaktır.


Boşanma Davası Nedir?

Boşanma davasının tanımından önce evliliğin hukuki olarak ne anlama geldiğine bakmakta fayda var. Evlilik, medeni hukuka dayalı bir sözleşmedir. Ölüm, cinsiyet değiştirme ya da hükümsüzlük gibi sebeplerle kendiliğinden de sonlanabilen bu sözleşme tarafların kendi rızasıyla medeni hukuk kurallarıyla da sonlanabilir. Boşanma davası da evliliğin mahkeme kararı ile sonlandırılması için edilen taleptir. Boşanma davası çekişmeli ve anlaşmalı olarak ikiye ayrılır. Her iki tür boşanmada da boşanma sebebi net olarak ifade edilmelidir. Anlaşmalı boşanma ortalama 1 ila 4 ay arasında dürerken çekişmeli boşanma davası ortalama 1,5 ila 3 yıl sürmektedir. Bu süreler tarafların belirttiği sebepler, dava niteliği, dinlenen tanıklar ve her hukuki talepte olduğu gibi avukatın yeteneğine bağlıdır.

Boşanma Avukatlarında Olması Gereken Özellikler

Boşanma davaları diğer davalardan daha hassas davalardır. Diğer davaların aksine doğrudan aile kavramıyla ilişkili olduğu için avukatların ara buluculuk, ikna edicilik ve empati yeteneğinin daha yüksek olması gerekmektedir. Boşanma avukatı Sincan 'da müvekkilinin taleplerini iyi değerlendirmeli, nafaka ve eğer varsa çocuğun velayeti gibi konularda daha dikkatli davranmalı, insani değerleri yüksek olmalıdır. Daha öz bir ifadeyle insan psikolojisine hâkim olmalıdırlar.

Kaynak:https://www.babaoglanhukuk.com/ankara-avukat/en-iyi-bosanma-avukati-sincan

Dilekçe Nedir?


Dilekçe yazımı bir isteği, bir şikâyeti iletmek ya da bir konu hakkında bilgi vermek için resmi ya da özel kuruluşlara, gerçek ya da tüzel kişilere imza ile yazılan anayasal hakkımız olan başvuru yazılarıdır. Cevap almak istediğimiz konularda dilekçe yoluna başvurmamız gerekmektedir. Özellikle resmi ve kurumsal ilişkilerde sağlıklı bir iletişim yöntemidir.


Dilekçe Neden Yazılır?
Dilekçe aslında resmi mektup türlerine girmektedir. Bir konuda talebimiz varsa, şikayetlerimizi anlatmak istiyorsak, bilgi alacağınız ya da bilgi vereceğimiz konular hakkında karşımızda bir yakınımız yerine devlet, şirket, kurum gibi resmi makamlar varsa dilekçe yazmamız gerekmektedir. Dilekçe yazımı ile ihtiyacımız olan bazı bilgileri güvenilir ve değiştirilemez olarak alabilmekteyiz.

Yakınımızla kurduğumuz iletişim ile resmi makamlar ile kurduğumuz iletişim arasında fark vardır. Kesin, net, önemli ve geçerliliği olan bilgiler talep ediyorsak dilekçe yazıp dilekçenizin karşılığını da aynı yol ile almamız gerekmektedir.

Özellikle devlet makamları olan valilik, okullar, belediye, mahkeme gibi yerlerle; bilgi, şikâyet, talep konularında iletişime geçmemiz için dilekçelerden faydalanmamız gerekmektedir.

Devletin vatandaşlara sunmuş olduğu anayasal bir hak olan dilekçe yazma hakkı, demokratik toplumlarda vatandaşların haklarını korumak için oldukça önemli bir araçtır.

Haklarınızı ya da merak ettiğiniz bilgileri, bir vatandaş olarak öğrenmek için dilekçe yazmanız gerekmektedir.

Dilekçe Nasıl Yazılır?
Dilekçeler resmi evraklar statüsündedir. Dilekçe yazımı ise resmi bir dille yapılmalıdır. Dilekçeler yazılırken yazıldığı kuruma hitap ile başlamalıdır. Bu hitap cümlelerinin ilk harfleri ya da hepsi büyük harfle olmalıdır. Dilekçe konusu kısa, net, anlaşılır olmalıdır. Konuyu gereksiz yere uzatmamak, dilekçenin en önemli kuralıdır. Dilekçe yazımı yapılırken kişilerin adı, soyadı, imza ve adres bilgileri muhakkak bulunmalıdır.

Dilekçenizi el ile yazacaksınız temiz, beyaz bir kâğıda siyah mürekkep kalem kullanmanız gerekmektedir; ancak internet aracılığıyla hazır matbulardan faydalanarak dilekçelerinizi oluşturabilirsiniz.

Dilekçe bitirilirken: durumu bilgilerinize saygılarımla arz ederim, durumu bilgilerine sunar gereğinin yapılmasını arz ederim gibi saygı cümleleri kullanılmalıdır.

Kaynak: https://www.babaoglanhukuk.com/ankara-avukat/dilekce-nedir

Ceza Avukatı Etimesgut

Ceza avukatı Etimesgut kişilerin çeşitli durumlarda araştırdığı bir konudur.  İnsanlar işledikleri suçlara göre kanunlar önünde çeşitli cezalara çarptırılabilirler. Bazen bu cezalar oldukça yüklü ya da ağır olur. Bu cezaların hafifletilebilmesi için devreye ceza avukatları girer. Ceza avukatı Etimesgut ve çevresinde sıkça bulunur. Ancak işinin ehli, iyi bir ceza avukatı ile çalışmak için iyi araştırma yapmak gerekir.

Adam öldürme, nitelikli dolandırıcılık, terör, uyuşturucu kaçakçılığı, tecavüz, kasten yaralama, hırsızlık gibi suçlar ağır cezalar gerektiren konulardır. Kimi zaman konunun derinliğine göre kişi müebbet cezasına dahi çarptırılabilir. Ceza avukatları bu noktada devreye girer ve müvekkilinin cezasını azaltmak için aksiyon alır. Ayrıca suça maruz kalan taraf da son derece büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. Avukatın her ki tarafı da düşünmek sureti ile işlem sağlaması önemlidir.

Ceza Avukatının Özellikleri Nelerdir?
Ceza avukatı Etimesgut araması ile onlarca farklı ceza avukatına rastlamak mümkündür. Ancak iyi bir ceza avukatında bulunması gereken özellikler vardır. Bu özellikler şunlardır;

Ayrıntılara önem veren,
Delil toplamada usta,
Hukuki yetkilerini kullanma konusunda uzman,
Önceki davalarından yola çıkarak tecrübelerini yeni davalarında kullanabilme yeteneği,
Dolayısıyla tecrübeli bir ceza avukatı ile çalışmak önemlidir. Dolayısıyla Ceza avukatı Etimesgut araması ile karşılaşılan her ceza avukatı ile çalışmak her zaman doğru olmayabilir.

Boşanma Avukatı Tavsiye

Boşanma avukatı tavsiye konusuna boşanmak isteyen çiftlerin ağırlıklı olarak araştırdığı bir konudur ve kişiler davalarının yürütebilmesi için bir boşanma avukatına ihtiyaç duyar. Eğer ortada çocuk var ise ve eşler bu konuda anlaşmazlığa düşmüş ise baronun atadığı avukatlar her zaman yeterli olmayabilir. Bu sebepler iyi bir boşanma avukatına ihtiyaç vardır. Boşanma avukatı tavsiye ve yorumları ile yola çıkıldığında, her zaman başarılı bir sonuca ulaşmak mümkün değildir.

Boşanma avukatlarının velayet ve nafaka anlamında uzman olması gerekmektedir. Eşlerin birbirinden talep edeceği nafakalar ya da çocukların velayeti, tamamen bu avukatın davayı kontrolü ile alakalıdır. Boşanma avukatı aynı zamanda müvekkiline ait tüm kişisel verileri saklı tutmakla da görevlidir. Bu durum özellikle de çekişmeli boşanma davalarında oldukça büyük önem taşımaktadır.

Anlaşmalı Boşanma Davası Avukatı

Anlaşmalı boşanma avukatı tavsiye ve yorumlarına internet üzerinden ulaşmak mümkündür. Anlaşmalı boşanma davaları adından da anlaşılacağı üzere tarafların anlaşması ile açılan ve ya tek, ya da birkaç celsede biten davalardır. Bu davalarda eşler genellikle daha önceden nafaka ve velayet konularında anlaşmaya varmıştır. Avukatlar prosedür gereği davayı yürüterek boşanma akdini gerçekleştirirler. Boşanma avukatı tavsiye ve yorumlarından da anlaşılacağı üzere, bu davalara bakan avukatlar delil toplama gibi bir işlemle uğraşmak durumunda değildir. Çünkü davanın gerilmesine sebebiyet veren durumlar ya hiç oluşmaz ya da çok nadir meydana gelir.

Çekişmeli Boşanma Davası Avukatı

Çekişmeli boşanma davaları, avukatın bilgi birikimi ve tecrübesi doğrultusunda şekil değiştiren, eşlerin anlaşmazlığa vardıkları davalardır. Bu davalarda eşler özellikle velayet ve nafaka gibi konulardan anlaşamazlar. Üstelik bu davalara mal paylaşım konuları da dahil olur. Dolayısıyla boşanma avukatı tavsiye üzerine seçildiğinde, bu konularda uzman olup olmadığı bilinemez.

Başka İldeki Mahkemeye Dava Dilekçesi Örneği

Başka ildeki mahkemeye dava dilekçesi yazacaksınız bunun bazı hukuki kuralları vardır. Yetkili mahkemeler, yaşanılan olayların vuku bulduğu şehirlerdeki mahkemelerdir; ancak bazı durumlarda bulunduğunuz şehirdeki mahkemede değil, başka bir şehir mahkemesinde dava açmanız gerekmektedir. Bu yazımızda size başka şehirde bir dava açmanız için yapmanız gerekenlerden bahsedeceğiz.

Başka İldeki Mahkemeye Dava Dilekçesi Nedir?

Başka İldeki mahkemelere dava açmak Hukuk Mahkemeleri Kanunu kapsamında değerlendirilir. Olay konusunun vuku bulduğu ilde bulunamıyorsanız ve başka bir ildeki mahkemeye başvurmak istiyorsanız muhabere kanalını kullanmanız gerekmektedir. Muhabere usulü hukuki prosedürler arasında yer almaktadır ve bu kanal ile dava dilekçenizi başka şehirdeki yetkili mahkemeye gönderebilirsiniz.

Bulunduğunuz yerden başka yerdeki mahkemelere dilekçe verebileceğiniz davalar: Aile Hukuku, Ticaret Hukuku, Miras hukuku, İş hukuku, Gayrimenkul hukuku gibi konulardır. Başka ildeki mahkemeye dava dilekçesi yazıp hazırladıktan sonra, dava ile ilgili delil, tanık vb. evraklarınızı da hazırlayıp muhabere kanalıyla gönderebilmektesiniz. Bundan dolayı herhangi bir mağduriyet yaşamamaktasınız.

Eğer başka bir ilde boşanma davası açmak istiyorsanız; aile mahkemesine başvurmanız gerekmektedir. Dava başvurusu yapacağınız ilde aile mahkemesi yoksa nöbetçi Asliye Mahkemesi'ne başvurmanız gerekmektedir. 

Başka İldeki Mahkemeye Dava Dilekçesi Nasıl Yazılır?

Sizlere muhabere kanalı ile başka ildeki mahkemeye dava dilekçesi yazarak bulunduğunuz ilden başka bir ilde dava açabileceğinizden, bunun bazı kuraları olduğundan bahsettik. Dilekçenizi oluşturduktan sonra dilekçeyi vereceğiniz yer ikamet ettiğiniz bölgedeki mahkemedir. Dava talebinin bulunduğu mahkeme ise başlıkta yazacağınız yani davanın görülmesini istediğiniz ildeki yetkili mahkemenin adı olmalıdır.

Asliye Hukuk Davası Dilekçesi Örneği

Asliye Hukuk Davası Dilekçesi yazmak istiyorsanız; hangi davaların bu mahkemeye ait olduğunu merak ediyorsanız size bu konu da yardımcı olmaya çalışacağız “malvarlığı haklarına ilişkin davalar “ve Şahıs varlığına ilişkin davalar olmak üzere 2 kategoriye bakmaktadır. Özel hukuk uyuşmazlıklarına bakan tek hakimli, diğer hukuk mahkemelerinin bakmadığı davaların görüldüğü mahkemelerdir.

Asliye Hukuk Davası Dilekçesi Nedir?

Maddi ve manevi tazminat davaları, ad ya da soyad değişikliği, miras ile ilgili davalar, Dernek ve Vakıf davaları, Babalık ve soy bağı ile ilgili davalar, tapu davaları bgibi alanların birinden dava açacaksanız Asliye Hukuk Davası Dilekçesi ile mahkemeye başvurunuzu yapabilirsiniz.

Her ilde ve ilçede Asliye Hukuk Mahkemeleri bulunmaktadır. Ticaret ile ilgili bir davanız varsa ve bulunduğunuz bölgede ticari mahkeme yok ise Asliye Hukuk Mahkemeleri bu görevi gerçekleştirmektedir.

Asliye Hukuk Mahkemelerin ne kadar sürdüğü; davaların birbirinden farklı olması, dava dosyasının kapsamı, tanıklar ve bilirkişi raporları gibi hukuki işlemlerden dolayı farklılık göstermektedir. Genel olarak dava süresi için üç yüz gün ile üç yüz doksan gün süreceği hedefi konulmaktadır. Asliye Hukuk Davası Dilekçesi yazacaksınız; dava konularından ve mahkemenin süresinden bahsettik. Dava sonucundan bahsetmek gerekirse Asliye mahkemesi cezaları en fazla 10 yıldır.

Asliye Hukuk Davası Dilekçesi Nasıl Yazılır?

Davanızın en önemli aracı dilekçelerinizdir. Gereğinden uzun ya da kısa yazmak davanıza zarar verebilir. Dilekçenizi maddeler halinde yazmalısınız; deliller ve ekler kısmını bir liste halinde, sıra numarası ile dilekçeye koymalısınız.

Asliye Hukuk Davası Dilekçesi yazarken davayı açacağınız mahkemenin adı, Ad – soyad – T.C. kimlik no, açık adres, dava konusu, dava sonucu elde etmek istediğiniz sonuç, dilekçede olmasına dikkat etmelisiniz.

Dilekçenizde davanıza ilgili olmayan konular ve kişilere yer vermeyip gereksiz ayrıntılara boğulmayın; ancak dava için önemli olan delil ve ayrıntılardan bahsetmeniz gerekmektedir.  

Asliye Hukuk Davası Dilekçesi yazdıktan sonra dilekçenizi bulunduğunuz il – ilçedeki Asli Hukuk mahkemesine başvurmanız gerekmektedir.

24 Nisan 2020 Cuma

Ankara’nın En İyi Avukatı

Ankara’nın en iyi avukatı şekline bir arama yapmak aslında yersiz olacaktır. Çünkü her avukatın iyi olduğu farklı dava konuları bulunmaktadır. Kimi avukat imar hukukunda, kimi iş hukukunda, kimi ise aile hukukunda profesyoneldir. Dolayısıyla ilgili avukatın iyi olup olmadığı dava konusu ile ölçülmelidir. Ülkemizde ev çok dava konusu hukuk dalları ise şöyledir;

Ceza hukuku,
Boşanma hukuku,
İnşaat hukuku,
Tüketici hukuku,
Sosyal medya hukuku,
Kişisel verilerin korunması hukuku,
Trafik hukuku,
Fikri ve sınai haklar hukuku,
Bazı avukatlar bu hukuk dallarında yıllara varan bir deneyim ve tecrübeye sahipken, bazı avukatlar henüz yolun başındadır. Ancak onları alanında en iyi avukat yapan yalnızca deneyimleri değil, aynı zamanda bilgi birikimleri ve donanımlarıdır. Dolayısıyla Ankara’nın En İyi Avukatı demek doğru bir kavram olmayacaktır.

Deliller Konusunda Uzman Avukat
Delillerin ıslahı da denilen, dilekçede gösterilmeyen ancak sonraki bir zamanda ortaya çıkan deliller söz konusu davalarda son derece önemlidir. Dolayısıyla çalışılan avukatın bu konuda bilgi sahibi olması ve süreci ustalıkla yönetmesi büyük önem taşımaktadır.

Kimi zaman Ankara’nın en iyi avukatı şeklinde sosyal medya haberleri de yapılmaktadır. Aslında bu avukatlar delillerin ıslahı konusundaki başarıları sayesinde pek çok davayı kazanmışlardır. Bu konu özellikle boşama, bankacılık, kira, iş hukuku ve icra iflas davalarında çokça önem taşımaktadır.

Ankara’nın En İyi Avukatı ya da avukatları, kesinlikle alternatif çözüm yönetimi konusunda uzmanlaşmış olmalıdır. Çünkü her dava kolayca çözüme kavuşmaz ve taraflar bir şekilde anlaşmaya varamaz. Bu durum davanın yılara varan bir sürece yayılmasına sebep olur. İşte bu noktada avukatın atikliği, bilgi ve deneyimleri devreye girer.

Ankara Avukat

Av. Tülin Yımaz’ın kurucu avukat olduğu uzun yıllardır faaliyet gösteren hukuk ve danışmalık büromuz çeşitli alanlarda dava alarak 1000 i aşkın dosyası ile başarılı bir ivme yakalamıştır. Özellikle Boşanma davaları, velayet davaları, nafaka davaları gibi davaları kapsayan aile hukuku, uyuşturucu madde ticareti ve kullanmadan kaynaklanan davalar, cinsel suçlar, bilişim suçları gibi her türlü davaları kapsayan ceza hukuku, icra ve iflas hukuku, borçlar hukuku, iş hukuku, tüketici hukuku ve medeni hukuktan kaynaklı her türlü işlemleri yürüten ofisimizde hukukun birçok alanında hizmet verilmektedir.

Hayatımızın her alanında olduğu gibi hukuki alanda yürüttüğümüz işlerinizde de müvekkillerimizin en iyi avukat la ve en iyi hukuki bilgi ile yola çıkma istekleri tarafımızca temel ilke edinilmiştir. Yaptığımız en basit işlerde bile en iyisine sahip olmak, en iyi sonucu almak isterken kimi zaman hayatımızın dönüm noktası olan olaylarda da en iyi avukat la yola çıkma isteği çok doğaldır.

İnsanların bilgisizlikle yaptıkları hukuki işlemlerde haklıyken haksız yere düştüğü durumlara sıkça rastlandığı görülmekte bu sebepten en iyi boşanma avukatı, en iyi ceza avukatı, en iyi tazminat avukatı istemleri tarafımızca olağan karşılanmaktadır. Üniversitelerin verdiği mezun sayısı ve alanda ihtisaslaşmadan ruhsat alabilme durumu yüzünden şuan yapılan aramalarla kişilerin ihtiyaçlarına uygun en iyi avukatı bulmaları oldukça zordur. Anılan ihtiyaçlara binaen bu ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılamak ve müvekkillerimizin memnuniyeti temel prensibimizdir.

Ağır Ceza Hukuku Nedir?

Ağır Ceza Hukuku Nedir?

Ağır ceza hukuku Ağır ceza mahkemeleri tarafından görülmektedir. Ceza bakımından en ağır suçlara bakan mahkemelerdir. İşlenen bir fiilin ağır ceza mahkemesi tarafından yargılanacak bir suç olup olmadığına karar verilirken suç vasfı ile ceza miktarı gibi unsurlara bakılarak karar verilir.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve ceza süresi en az 10 yıl olan suçlar, ağır ceza mahkemeleri kapsamındadır.

Ağır Ceza Hukuku Hangi Suçları Kapsar?

Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalar: Gasp, kasten adam öldürmek, ağırlaşmış yaralama suçu, rüşvet, resmi belgelerde sahtecilik yapmak, nitelikli dolandırıcılık, cinsel istismar ve saldırı gibi kişisel suçları kapsadığı gibi; devlet organlarına karşı, anayasal düzene ve işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, düşman güçlerle birlikte olmak, Cumhurbaşkanı'na karşı saldırı, casusluk,  düşman devletlere karşı para yardımı, propaganda ve örgüt üyeliği gibi suçlar, devlet belgelerini elinde bulundurma ve paylaşma gibi devlet ve kamusal suçları da kapsamaktadır.

Ağır ceza hukuku kapsamında soruşturma yaparken; sanığın kullandığı iletişim araçlarının takibi, taşınmazlara el konulması, davaya dahil olacak gizli bir soruşturmacı, sanığın ya da şüphelinin teknik araçlarla takibi, gibi kararlar alınabilir.

Ağır ceza mahkemesi duruşmalarına savcı, mahkeme başkanı ile iki mahkeme üyesi katılmaktadır. Mahkeme sonucunda çıkan kararları birlikte vermektedirler.

Ağır Ceza Hukukuna Hangi Avukatlar Bakar?

Türkiye'de tıp alanında olduğu gibi bir branşlaşma hareketi hukuk alanında yasal olarak yoktur. Bu yüzden “Ağır ceza hukuk avukatı” olarak tanımlanan bir avukatlık alanı da yoktur. Bir avukatın kendisini Ağır Ceza Hukuku avukatı olarak tanıtması gerçeği yansıtmamakla birlikte yasal değildir.

Toplumda ağır ceza davalarını takip eden avukatlara ağır ve ceza avukatı denilmektedir. Aslında ağır ceza avukatı denilen avukatlar, her türlü davaya bakmaktadır.

Ceza mahkemelerinde sanığı savunan, onun haklarını koruyan, sanığı temsil eden avukatı tanımlamak için ağır ceza hukuku avukatı tanımı kullanılmaktadır; ancak bu branşlaşma yasalarla düzenlenmiş bir branşlaşması yoktur.