Süt doğal yapısı itibariyle tarım ürünleri içerisinde pazarlaması en güç olan ürünlerden birisi konumundadır. Sütün sıvı formda ve ağır olmasının yanında, taşınmaya çok ta elverişli olmaması bu güçlüğü doğuran başlıca nedenlerdir. Diğer taraftan bakteri üremesine son derece elverişli bir ortam teşkil etmesi ve buna bağlı olarak da hızla bozulabilir olması, başta üretici olmak üzere süt pazarındaki tüm aktörler için göz önünde bulundurulması gereken, ürün yapısına bağlı risk faktörleridir. Sütün bu özellikleri onun toplanma, işlenme ve dağıtımı esnasında özel olarak muamele görmesini gerektirmekte ve pazarlama masraflarını arttırmaktadır. Bu sebeple süt hammadde olarak süt ve süt ürünleri üretiminin düzenli bir şekilde arttırılarak stoklanma ve dayanıklı tüketim malı haline getirilme ihtiyacı vardır.
Sütün uzun süre saklanabilmesi ve daha çeşitli süt ürünlerine dönüştürülebilmesi için bulunmuş en uygun çözümlerden biri, süttozu ve diğer süt ürünlerine dönüştürülmesidir. Süttozu sütün yağı alınarak veya alınmadan silindir veya püskürtme olmak üzere iki yöntemle üretilmektedir. Bu yöntemlerle toz haline getirilen süt, gerek süt sanayi için gerekse bisküvi ve çikolata sanayicisi için vazgeçilmez bir hammadde niteliği taşımaktadır.
Diğer süt ürünleri ise sütün değişik tekniklerle pıhtılaştırılmasıyla (mayalama ve fermantasyon) elde edilmektedir. Bu ürünler de bilindiği gibi insan beslenmesinde büyük öneme sahip birer gıda maddesi olmakla beraber, vücut için gerekli olan Ca ve P elementlerinin yeterince alınmasını sağlayan yegâne ürün grubudur. Peynir ve yoğurt çeşitleri üretildiklerinde süte göre besin değerleri artmakta ve sindirimi kolaylaştırmaktadırlar.
Gelişmiş ülkelerde süt ürünlerinin piyasayı istikrara kavuşturma açısından önemi anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu ülkelerin tarım politikalarında bu ürünler için çok önemli uygulamalar mevcut olup, süt ürünleri düzenli bir şekilde sübvanse edilir ve programlı bir şekilde stoklanır.
Son on yıl öncesine kadar Türkiye’de lüks olarak kabul edilen süt ürünleri teknolojisi, bugün hızla gelişmekte ve süt ürünü üreten işletmelerin sayısı hızla artmaktadır. Fakat başta AB ülkeleri olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerin süt ve süt ürünlerini, bir taraftan yurt içinde yüksek sübvansiyonlarla korurken, diğer taraftan ihracat teşvikleri ile uluslar arası pazarlarda kendi ürünlerinin önünü açma çabaları Türkiye’de üretilen süt ürünlerinin yurt içinde ve yurt dışında pazarlama imkanlarını engellemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder